Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2025 yılında enflasyonla mücadele ve mali disiplin önceliklerini vurguladı. Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Suudi Arabistan’ın El Ula şehrinde düzenlediği Gelişmekte Olan Piyasa Ekonomileri Konferansı’nda yaptığı konuşmada, sıkı para ve maliye politikalarının uygulanacağını ve yatırım ortamının iyileştirileceğini açıkladı.
Enflasyonda Düşüş Süreci Sürüyor
Bakan Şimşek, Türkiye ekonomisinin enflasyonla mücadelede önemli bir aşamaya geldiğini ifade ederek, “Enflasyon yüksek olsa da düşüş eğiliminde. Ancak, hizmet fiyatlarındaki yapışkanlık, özellikle kira ve eğitim sektörlerindeki geriye dönük endeksleme nedeniyle zorluklar yaşanıyor” dedi. Şimşek, gıda fiyatlarındaki dalgalanmaların da mücadeleyi zorlaştıran faktörlerden biri olduğunu belirtti.
Hane ve şirketler arasındaki enflasyon beklentilerinin piyasalardan daha yavaş bir şekilde iyileştiğini vurgulayan Şimşek, bu yıl uygulanacak sıkı para politikalarının beklentileri olumlu yönde destekleyeceğini söyledi.
Bütçe Disiplini ve Yeniden İnşa Çalışmaları
Deprem ve yeniden inşa sürecinde yapılan harcamaların bütçe üzerindeki etkisine dikkat çeken Şimşek, Türkiye’nin son iki yılda bu alanlarda 74 milyar dolarlık bir harcama yaptığını açıkladı. Şehirlerin yeniden inşası için yapılan bu harcamaların Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) %6’sından fazla olduğunu ve sadece konut değil, altyapının da bu sürece dahil olduğunu belirtti.
2024 yılında bütçe açığının GSYH’ye oranının %5 civarında gerçekleştiğini hatırlatan Şimşek, 2025’te bu oranı %3’e indirmeyi hedeflediklerini dile getirdi. Kamu borcunun GSYH’ye oranının ise %25 seviyelerinde seyrettiğini söyledi.
Yatırım İkliminin Geliştirilmesi
Bakan Şimşek, Türkiye’nin yatırımcılar açısından yeniden ilgi odağı olmaya başladığını belirterek, doğrudan yabancı yatırımları çekmeyi hedeflediklerini söyledi. “Doğrudan yabancı yatırımlar, borç üretmeyen girişlerdir. Bu nedenle Türkiye için anlamlı bir öneme sahip” dedi.
Türkiye’nin geçen yıl cari açığını GSYH’nin %0,7’sine düşürdüğüne dikkat çeken Şimşek, bu yıl cari açığın biraz genişleyebileceğini ancak yönetilebilir seviyede kalacağını ifade etti. Merkez Bankası rezervlerinin son 18 ayda 125-130 milyar dolar arasında iyileştiğini de sözlerine ekledi.
Borç Yönetimi Stratejisi
Hazine ve Maliye Bakanı, borç yönetiminde daha sağlam bir strateji izleneceğini belirtti. Türkiye’nin iç tahvil piyasasının geliştirileceğini ve lira cinsinden, sabit kuponlu borçlanma yaparak vadelerin uzatılacağını açıkladı. Şimşek, “Hedefimiz, gelecek yıldan itibaren net dış borç ödeyicisi olmak” dedi.
Güçlü Doların Etkileri
Bakan Şimşek, güçlü doların Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerine de değindi. Türkiye’nin ham maddeleri dolar üzerinden ithal ettiğini, ihracatını ise büyük ölçüde Avrupa’ya Avro ile yaptığını belirtti. Dolar cinsinden borç servis maliyetinin yüksek olduğunu ifade eden Şimşek, bu durumun ticaret dengesi açısından zorluklar yarattığını söyledi.
Yapay Zeka ve Ekonomik Dönüşüm
Şimşek, yapay zekanın küresel ekonomi üzerindeki etkilerine dair değerlendirmelerde bulundu. “Yapay zeka, dönüştürücü bir teknoloji olmakla birlikte aynı zamanda yıkıcı etkilere de sahip olabilir. Küresel gelir eşitsizliği ve yapay zekaya hazır ülkelerde servetin yoğunlaşması gibi riskler mevcut” dedi.
Yapay zekanın üretkenlik artışı açısından büyük bir potansiyel sunduğunu ifade eden Şimşek, bu teknolojinin iyi yönetilememesi durumunda ekonomik ve toplumsal sorunlar ortaya çıkabileceğini belirtti.