Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından açıklanan son verilere göre, kur korumalı Türk Lirası (TL) mevduat ve katılma hesaplarındaki düşüş sürdü. 6 Eylül 2024 itibarıyla, bu hesapların toplam büyüklüğü 1 trilyon 594,4 milyar TL seviyesinden 1 trilyon 574,8 milyar TL’ye geriledi. Kur korumalı hesaplarda yaşanan bu azalma, bir önceki haftaya göre yaklaşık 19,6 milyar TL’lik bir düşüşe işaret ediyor.
Kredilerde Artış Sürüyor
Aynı dönemde kredilerde ise artış yaşandı. 6 Eylül itibarıyla toplam kredi hacmi 14 trilyon 587,2 milyar TL’den 14 trilyon 623,1 milyar TL’ye yükseldi. Kredilerdeki bu büyüme, finansal piyasalarda kredi talebinin hala güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle ticari ve bireysel kredi kullanımlarındaki artış, bankaların kredi portföylerinin genişlemeye devam ettiğini gösteriyor.
Mevduatlar Geriledi
Mevduat tarafında ise bir gerileme söz konusu. 17 trilyon 441,4 milyar TL olan toplam mevduat miktarı, 6 Eylül itibarıyla 17 trilyon 304 milyar TL’ye indi. Mevduatlarda yaşanan bu düşüş, piyasada likidite sıkışıklığı ya da farklı yatırım araçlarına kayış olabileceğine işaret ediyor. Özellikle kur korumalı mevduatlardaki azalma, TL’nin cazibesinin bir miktar azalmış olabileceğini düşündürüyor.
Tüketici Kredilerinde ve Kredi Kartı Harcamalarında Artış
Tüketici kredileri ve bireysel kredi kartı harcamalarında ise yukarı yönlü hareket dikkat çekiyor. Tüketici kredileri bir önceki hafta 1 trilyon 797,1 milyar TL seviyesindeyken, 6 Eylül itibarıyla 1 trilyon 800,5 milyar TL’ye yükseldi. Benzer şekilde bireysel kredi kartı harcamaları da 1 trilyon 586 milyar TL’den 1 trilyon 587,6 milyar TL’ye çıkarak küçük bir artış kaydetti. Bu artışlar, bireysel harcamaların ve kredi talebinin arttığını ortaya koyuyor.
Takipteki Alacaklar Yükseliyor
Bir diğer dikkat çeken veri ise takipteki alacaklar oldu. 252,9 milyar TL olan takipteki alacaklar, 6 Eylül haftasında 257,2 milyar TL’ye yükseldi. Bu artış, bankaların tahsil edemediği kredi miktarının arttığını ve ekonomik koşulların bazı kesimler için zorlayıcı olduğunu gösteriyor. Takipteki alacaklardaki bu yükseliş, bankacılık sektörünün risk yönetimini daha fazla ön plana çıkarması gerektiğini işaret ediyor.