Altın fiyatlarındaki sert yükseliş, geçen haftanın son işlem gününde hız kazandıktan sonra yeni haftanın ilk günlerinde de sürdü. Bu sabah itibarıyla gram altın satış fiyatı 5.014 TL seviyesine çıkarken, çeyrek altın 8.466 TL’den açıldı. Yatırımcıların “güvenli liman” arayışı sürerken, ons altın 3.766,78 dolar düzeyinde işlem görüyor.
Fiyatların son durumu ve piyasa görünümü
Cuma günü 4.838 TL civarında işlem gören gram altında spot fiyat pazartesi günü 4.985 TL’ye kadar yükseldi. Salı sabahı itibarıyla kritik 5.000 TL eşiği aşıldı. Kapalıçarşı’da gram altının satışının 5.200 TL’nin üzerine çıktığı belirtiliyor. Piyasada bu sabah oluşan kotasyonlarda gram altın 5.014,19 TL, çeyrek altın 8.466 TL, yarım altın 16.941 TL ve tam altın 33.763,98 TL seviyelerinde izlenirken, ons altın 3.766,78 dolar civarında dengeleniyor.
Yükselişi besleyen iç dinamikler
Yurt içinde altındaki değer artışının iki temel unsurla desteklendiği ifade ediliyor: yüksek enflasyon ortamı ve gayrimenkul piyasasındaki belirgin yavaşlama. Konut ve araç fiyatlarının enflasyon etkisiyle yükselmeyi sürdürmesi, tasarrufların değerini koruma motivasyonuyla altına yönelişi güçlendiriyor. Kuyumcularda gram altının alış fiyatının 5.100 TL’nin üzerine çıktığı, perakende satışta 5.200 TL bandının görüldüğü aktarılıyor.
Uluslararası kurumların altın öngörüleri
Küresel bankaların yayımladığı son değerlendirmelerde, Deutsche Bank ons altın için hedefini 3.750 dolardan 4.000 dolara yükseltti. Goldman Sachs ise 2026’nın ilk çeyreğine kadar 5.000 dolar hedef fiyatı öngördüğünü paylaştı. Bu tahminler, ons tarafındaki görünümün fiyatlamalara yansıyabileceğine işaret ediyor.
Kısa vadeli beklentiler ve olası düzeltme senaryosu
Piyasa değerlendirmelerinde, gram altında 5.500 TL’nin kısa vadeli, 5.800 TL’nin ise sonraki hedef olduğu dile getiriliyor. 6.000 TL içinse “erken” vurgusu yapılırken, ara ara düzeltmelerin görülebileceği; fiyatın 5.000 TL’nin altına sarkmasının yeni alım fırsatı olarak değerlendirilebileceği ifade ediliyor. Portföylerde fiziki altın ve altına dayalı fonların payını yüksek tutan yatırımcı ilgisinin, küresel belirsizlik ve artan risk iştahındaki dalgalanmalara paralel biçimde devam ettiğine dikkat çekiliyor.