Merkez Bankası’nın temmuz ve eylül ayındaki faiz indirimlerinin ardından bankalar mevduat faizlerini aşağı yönlü revize etti. Temmuz öncesinde yüzde 53’e kadar yükselen oranlar, eylül itibarıyla en yüksek yüzde 48 düzeyinde seyrediyor. Uzmanlar, enflasyonun üzerinde getiri sunan mevduatta vade tercihi ve bileşik faiz uygulamalarının önemine dikkat çekiyor.
Politika faizindeki indirimler piyasaya yansıdı
Yılın ikinci yarısında mevduat faizlerinde ibre tersine döndü. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), temmuzda 300 baz puan ve eylülde 250 baz puan indirime giderek politika faizini yüzde 46’dan yüzde 40,5’e düşürdü. Söz konusu adımların ardından bankalarda hem kredi hem de mevduat tarafında aşağı yönlü bir hareket gözlendi.
Bankalarda oranlar yeniden belirlendi
11 Eylül’deki karar öncesinde bankalarda en yüksek mevduat faizi yüzde 49 seviyesindeydi; ağırlıklı oranlar ise yüzde 43–49 bandında oluşuyordu. Son süreçte bankalar oranları 1–2 puan aşağı çekti ve mevcut tabloda tepe seviye yüzde 48 olarak öne çıkıyor.
Yeni müşteriye “hoş geldin” kampanyaları
Bankalar, yeni müşteri kazanımında yüksek oranlı “hoş geldin faizi” kampanyalarına devam ediyor. Bu kapsamda bankaya ilk kez müşteri olanlara daha yüksek oranlar sunulurken, mevcut müşterilerin faydalandığı mevduat faizleri nispeten daha düşük kalabiliyor.
Getiri hesabı: 1 milyon TL mevduat
Mevduat faizleri aylık enflasyonla kıyaslandığında hâlen reel getiri potansiyeli barındırıyor. Yaklaşık aylık yüzde 3’ün üzerindeki getiriler, yıllık bazda yüzde 36–40 aralığına işaret ediyor. Buna göre 1 milyon TL, yüzde 48 faizle mevduata yatırıldığında ayda yaklaşık 30 bin TL getiri sağlayabiliyor.
Vade stratejisi ve bileşik faiz vurgusu
Uzmanlar, yatırımcıların özellikle bileşik faizli mevduat ürünlerini değerlendirmesinin reel getiriyi artırabileceğini belirtiyor. Enflasyonun aralık ayında yüzde 1 seviyelerine gerilemesi hâlinde daha uzun vadeli mevduatlara yönelmenin rasyonel bir tercih olabileceği ifade ediliyor. 2026 yılında mevcut yüksek faiz oranlarının korunma olasılığının ise düşük olduğuna dikkat çekiliyor.