ABD’de resesyon endişelerinin güçlenmesi, küresel hisse senedi piyasalarında sert düşüşlere neden oldu. Bu durum, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) piyasalardaki endişeyi yatıştırmak için acil bir toplantı yaparak faiz indirimi yapma ihtimalini gündeme getirdi.
Küresel Piyasalarda Derin Düşüşler
Geçtiğimiz hafta açıklanan verilerin ardından küresel piyasalarda başlayan satış ağırlıklı seyir, haftanın ilk gününde derinleşti. ABD’nin en büyük ekonomik göstergelerinden biri olan Tedarik Yönetim Enstitüsü’nün (ISM) imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), Temmuz ayında 46,8 ile son 8 ayın en düşük seviyesine geriledi. Bu sonuç, piyasa beklentilerinin altında kaldı ve endişeleri artırdı.
Tarım dışı istihdam verisi de beklentilerin oldukça altında kalırken, Haziran ayında 206 bin olan tarım dışı istihdam verisi 179 bine revize edildi. Bu durum, iş gücü piyasasındaki zayıflığı ve ekonomik büyümenin yavaşlamasına dair sinyalleri güçlendirdi.
Asya Pazarlarında Tarihi Düşüşler
ABD’de yaşanan ekonomik belirsizlikler, Asya piyasalarında da derin etkiler yarattı. Japonya’nın Nikkei 225 endeksi, %12,40 oranında bir düşüş yaşadı ve 31.458 puana gerileyerek 1987’deki “Kara Cuma”dan bu yana en büyük kaybı kaydetti. Güney Kore’de Kospi endeksi de %8,77 oranında değer kaybederek 2.441,5 puandan günü tamamladı.
Hong Kong’da Hang Seng endeksi %2,05 azalışla 16.593 puanda kalırken, Çin’in Şanghay bileşik endeksi %1,5 düşüşle 2.860 puana geriledi. Hindistan’da Sensex endeksi ise %3 düşüşle 78.520 puana geriledi.
ABD Hazine Tahvillerinde Düşüş
ABD Hazine tahvilleri de bu belirsizliklerden nasibini aldı. TSİ 11.10 itibarıyla, 10 yıllık Hazine tahvilinin getirisi %3,68’e gerileyerek 26 Haziran 2023’ten bu yana en düşük seviyeye indi. Bu durum, yatırımcıların riskten kaçınma eğilimlerini yansıttı.
Fed’den Acil Faiz İndirimi Beklentileri
Para piyasalarında, Fed’in Eylül ayında politika faizini 50 baz puan indirme ihtimali %95’in üzerine çıktı. Analistler, Fed’in bir hafta içerisinde acil bir toplantı yaparak 25 baz puan faiz indirimi yapabileceğini belirtiyor. Bu, Fed’in piyasalardaki endişeleri yatıştırmak ve ekonomik durgunluk riskini azaltmak amacıyla hızlı bir adım atma ihtimalini gösteriyor.
Fed’in son acil faiz indirim kararı, Kovid-19 salgınının ekonomik etkilerine ilişkin endişelerin artmasıyla alınmıştı. Faiz oranını 50 baz puan düşürerek 3 Mart 2020’de %1-1,25 aralığına çeken Fed, 16 Mart 2020’de ikinci bir acil faiz indirimi gerçekleştirerek politika faizini %0-0,25 aralığına çekmişti. Bu adımlar, işsizlik ve tüketim üzerinde olumlu etkiler yaratmış ancak enflasyon oranı da artış göstermişti.
Geçmişteki Acil Faiz İndirimleri
Fed’in önceki acil faiz indirim kararları, 2007-2008 küresel mali krizinde ve 11 Eylül saldırıları sonrası alınmıştı. Eylül 2007 ve Ekim 2008’de yapılan faiz indirimleri, Ben Bernanke’nin başkanlığında gerçekleştirilen “tarihin en agresif ekonomik kurtarma çabaları” arasında yer alıyordu. Ayrıca, 11 Eylül saldırıları sonrası 17 Eylül 2001’de yapılan faiz indirimi de bu bağlamda önem taşıyor.
Analistlerin Görüşleri
Analistler, Fed’in yakın zamanda acil faiz indirimi kararının, piyasalarda panik yaratabileceğini ve ekonominin gidişatına ilişkin endişeleri artırabileceğini belirtiyor. Harvard Üniversitesi’nden Ekonomi Politikası Uygulamaları Profesörü Jason Furman, Fed’in acil faiz indirimine gerek duymadığını ve bankanın daha fazla iletişim odaklı adımlar atması gerektiğini ifade etti. Furman, Fed’in Eylül’de yapacağı toplantıda, faiz indirimi konusunda net ve kararlı açıklamalar yapması gerektiğini vurguladı.