Mevduat faizindeki dönüşümle birlikte, Türkiye’de finansal piyasalarda önemli bir değişim yaşanmaya başlıyor. Yeni yılın başlamasıyla birlikte, Borsa İstanbul’da görülen yükselişe paralel olarak mevduat cephesinden de dikkate değer bir katkı gelmesi bekleniyor.
Özellikle geçen yılın son ayında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika faizlerindeki artışlar, kur korumalı mevduat (KKM) programından çıkış stratejileri ve bankacılık sektörünün bilanço düzeltme çabaları, Türk Lirası (TL) mevduat faiz oranlarında gözle görülür bir yükselişe neden oldu. Ancak yeni yılın başlamasıyla birlikte, bu faiz oranlarında bir düşüş eğilimi gözleniyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın verilerine göre, 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizleri yıl sonunda ortalama yüzde 52,5 seviyesine ulaşarak yüksek bir noktada kapatıldı. Ancak yeni yılın ilk günlerinde bazı bankaların bu faiz oranlarını yüzde 40’ın altına çektiği gözlemleniyor.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin ekonomik durumu ve finansal piyasalardaki dinamikleri yakından takip edenler için önemli bir gösterge olarak karşımıza çıkıyor. Geçen yılın son ayındaki politika faizi artışları ve KKM’den çıkış stratejileri, mevduat faizlerindeki bu değişiklikte etkili olan başlıca faktörler olarak öne çıkıyor.
Özellikle 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizlerindeki düşüş, bankacılık sektöründeki marjları zorluyor. Daralan kredi talebi ve yüksek mevduat faizleri nedeniyle, bankaların mevduat faizlerini indirmeye başlamasıyla birlikte, en az 4 puanlık bir düşüş yaşandığı gözlemleniyor.
Bu durum, hem kamu hem de özel bankaların 3 aya kadar vadeli standart TL mevduat faizlerindeki indirimleri içeriyor. 100 bin liraya kadar olan mevduatlar için faiz oranları yüzde 36,5-41’e, 500 bin liraya kadar yüzde 39-42’ye, 1 milyon liraya kadar yüzde 42-43,5’e, ve 10 milyon liraya kadar olan mevduatlarda yüzde 44’e kadar gerilemiş durumda. Bu gelişmeler, mevduat faizlerindeki değişimlerin finansal piyasalardaki genel eğilimleri nasıl etkilediğini göstermesi açısından önem arz etmektedir.