Mevduat faizlerinde son dönemde yaşanan düşüş dikkat çekiyor. Bankalarda geçtiğimiz haftalarda neredeyse yüzde 60 seviyesine ulaşan faiz oranları, şu anda yüzde 53’lere geriledi. Merkez Bankası’nın faiz artırımı politikalarının ardından hızla yükselen mevduat faizleri, son zamanlarda aşağı yönlü bir seyir izliyor.
Mevduat faizlerindeki düşüşte ana etken, Merkez Bankası’nın TL mevduatını cazip hale getirmek amacıyla attığı adımlar ve döviz kredilerine getirilen büyüme sınırları olarak gösteriliyor. Bu durum, piyasada fazla likidite oluşmasına ve bankaların mevduat toplama ihtiyaçlarının azalmasına yol açtı.
Geçtiğimiz hafta gecelik borç verme faizi, Merkez Bankası’nın politika faizinin altına düşerek yüzde 50’ler seviyesine geriledi. Bu durum, politika faizinin mevduat faizlerinin yeterli seviyede olduğu görüşünü destekliyor.
Ancak, eğer piyasada yeterli miktarda sıcak para girişi olmaz veya döviz kurlarında ani bir yükseliş yaşanırsa, mevduat faizlerinde yeniden yükselişler görülebilir.
Mevduat faizlerindeki düşüş, yatırımcıları alternatif arayışlarına yönlendiriyor. Şu anda borsa, en yüksek getiriyi sunan yatırım aracı konumunda. Özellikle BIST30 endeksindeki holding şirketlerine olan ilginin artmasıyla, borsanın önümüzdeki dönemde değer kazanması bekleniyor.
Özetle, mevduat faizlerindeki düşüş, yatırımcıların portföylerini çeşitlendirmesi ve alternatif yatırım araçlarına yönelmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Kamu bankalarında 1 milyon TL’nin aylık net getirisi, stopaj düşürüldükten sonra yaklaşık olarak 43 bin TL seviyesinde bulunuyor.
Bir portföy oluşturulurken, yüzde 50’sinin TL mevduatta, yüzde 40’ının borsada ve kalan yüzde 10’luk kısmının ise altında tutulması öneriliyor. Bu dağılım, riski dengelemek ve uzun vadeli kazanç elde etmek açısından önem taşıyor.1