Türkiye’de konut sahibi olma arzusu ile uygun fiyatlı kiralarda oturma talebi, konut kredisi faiz oranlarındaki yükseklik ve kira artış sınırlamaları gibi faktörlerle birlikte şekilleniyor.
Ülke genelinde konut satışlarındaki düşüş eğilimi devam ederken, uygun kredi şartlarına ulaşamayan bireyler konut alım planlarını erteleyebiliyor. Bu durum, mevduat faizleri ve diğer yatırım araçlarının getirilerinin artmasıyla birlikte konuta olan talebi olumsuz etkileyebiliyor.
Temmuz ayında kira artışlarına uygulanan yüzde 25 sınırının kaldırılması beklentisi ise kiracılar arasında endişe yaratıyor. Bu durum, kira ödemelerindeki potansiyel artışların önünü açarak mali yükü artırabilir.
Ancak düşük faizli konut kredisi beklentileri, konut alım kampanyaları ve uzun vadeli kredi seçenekleri, konut talebini canlandırmaya yönelik bir etken olarak öne çıkıyor. Yüzde 2’nin altında faiz oranları ve 180 ay vade gibi avantajlar, konut alıcılarını beklemeye teşvik ediyor.
Örneğin, 1 milyon lira konut kredisini yüzde 1.20 faiz oranıyla 120 ay vadeyle kullanan bir kişi, her ay 15 bin 768 lira ödeme yapması gerekiyor. Farklı faiz oranları ve vadelerdeki ödeme tutarları da göz önüne alındığında, bireylerin kendi mali durumlarına uygun seçenekleri değerlendirmeleri önem arz ediyor.
Uzmanlar, düşük faizli kredi kampanyalarının konut talebini artırabileceğini ve kira artış sınırlamasının kalkmasının kiracıları olumsuz etkileyebileceğini öngörüyor. Bu bağlamda, konut piyasasındaki dinamikleri dikkate alarak mali planlamalarını yeniden gözden geçiren bireylerin önümüzdeki dönemde kararlarını şekillendirmeleri bekleniyor.