Türkiye, son iki yılın en düşük seviyesine ulaşarak 5 yıllık kredi risk primini (CDS) 367,52 baz puanla gördü.
Amerika Birleşik Devletleri’nde beklenenden daha düşük istihdam artışı, iş gücü piyasasının gevşemeye başladığına işaret ederken, Federal Rezerv’in faiz artışlarına son verme olasılığının arttığına dair beklentiler, tahvil faizlerinde düşüş ve küresel piyasalarda risk iştahının artmasına neden oldu.
ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi 12 baz puan azalarak yüzde 4,51 seviyesine geriledi. Aynı zamanda Türkiye, yeni ekonomi yönetiminin fiyat istikrarını sağlamaya yönelik adımlarını kademeli olarak hayata geçirirken, devam eden jeopolitik risklere rağmen Türkiye’nin CDS’si düşüşünü sürdürdü.
Türkiye ekonomisi enflasyonla mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor ve bu durum fiyatlamaları etkilemeye devam ediyor. Alınan tedbirler sonucunda Türkiye’nin CDS’si, Eylül 2021’den bu yana en düşük seviye olan 367,52 baz puana düştü. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçen hafta politika faizini beklenen şekilde 500 baz puan artırarak yüzde 35’e çıkardı ve politika metninde sadeleşme politikalarının devam edeceğini belirtti.
Bu kararı takiben, TCMB, Türk lirasının bankacılık sistemine olan katkısını artırmaya yönelik adımların yanı sıra ihracat kredileri ve firmaların krediye erişimini kolaylaştıran uygulamalara da başladı. Ayrıca Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yabancı yatırımcılarla yapılan görüşmelerden olumlu sinyaller aldı.
Analizciler, enflasyonla mücadelede gösterilen kararlılık ve ekonomi yönetiminin yabancı yatırımcılarla görüşmelerinin Türkiye’nin risk algısını olumlu etkilediğini, bu durumun CDS’lerdeki hareketlerde görülebildiğini belirtiyor.