Türkiye’nin Borsa İstanbul’u, uluslararası finans sahnesinde adından söz ettirmeye devam ediyor. Son zamanlarda elde ettiği büyük başarının ardından, Borsa İstanbul adını sıkça duyuran borsalardan biri haline geldi.
Borsa İstanbul, sadece Türkiye içinde değil, uluslararası arenada da etkileyici bir yükseliş sergiliyor. Londra, Almanya ve Milano borsalarını geride bırakarak, dünya genelinde ilk 10 borsa arasında yerini sağlamlaştırdı.
Bu olumlu trend sadece borsanın kendisiyle sınırlı değil. Türkiye’nin ekonomik iklimi, halka arzlar konusunda da önemli bir cazibe merkezi haline geliyor. Bu yıl gerçekleştirilen 2 milyar dolarlık halka arz, Borsa İstanbul’u öne çıkan borsalardan biri yaparak Londra, Almanya ve Milano gibi dev oyuncuları geride bıraktı.
Borsa İstanbul’un bu hızlı yükselişi, özellikle halka arz yarışında dikkat çekiyor. İngiltere’nin London Borsası, Almanya’nın Frankfurt Borsası ve İtalya’nın Milano Borsası gibi daha büyük rakiplerini geride bırakarak, Türkiye’nin halka arz konusundaki potansiyelini gözler önüne seriyor.
2023 yılı içerisinde Borsa İstanbul’da gerçekleşen 30 halka arz ile toplamda 1,9 milyar dolarlık sermaye toplandı. Bu başarı, Türkiye’yi halka arzlar alanında 9. sıraya taşıdı. Ancak, ilk üç sırada Çin, ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi büyük oyuncular bulunuyor. Avrupa’dan ise sadece Romanya, Türkiye’nin önünde kendine yer buldu.
Borsa İstanbul’un yükselişi sadece sayılarla sınırlı değil, aynı zamanda yatırımcı sayısında da etkileyici bir artışa işaret ediyor. 2019 yılı başından itibaren Türkiye’de hisse senedi yatırımcılarının sayısı 5,1 milyon kişi artarak dört katına çıktı. Bireysel yatırımcıların hisse senedi piyasasındaki oranı ise yüzde 38’e yükseldi.
Bu büyüme dalgası, Borsa İstanbul’un BIST 100 endeksini 2002 başından bu yana yüzde 318 artışla taşıdı. Bu yükseliş, daha fazla şirketin borsaya adım atmasını teşvik etti. Son iki yılda halka arz edilen şirketleri izleyen BIST Halka Arz Endeksi, 2022 başından itibaren yüzde 550’den fazla arttı.
Ancak, piyasalardaki bu yükselişin, bazı endişeleri de beraberinde getirdiği belirtiliyor. Özellikle düşük kaliteli şirketlerin yatırımcıların ilgisini çekme olasılığı ve yatırımcı ilişkilerinin yetersiz olması gibi konular, uzmanlar arasında tartışma konusu haline geliyor.